Kaygının Anlamı – Rollo May’in Gözünden Kaygının Derin Anatomisi

Kaygının Anlamı

Kaygı, modern insanın üzerinden atamadığı, hatta çoğu zaman farkında olmadan beslediği bir ağırlık. Peki bu duygunun altında ne yatıyor? Rollo May’in Kaygının Anlamı adlı kitabı, kaygının sadece bir rahatsızlık ya da patolojik bir durum değil, insanın gelişimi için vazgeçilmez bir süreç olduğunu savunuyor.

Bu kitap, kaygıya düşman gibi yaklaşan klasik psikoloji anlayışına meydan okuyor ve onu insanın büyümesi, özgürlüğünü kazanması ve kimliğini inşa etmesi için gerekli bir evre olarak ele alıyor. Peki, kaygı gerçekten bizi yok eden bir şey mi, yoksa varoluşsal bir çağrı mı? Gel, bunu birlikte inceleyelim.


Kaygıyı Kötü Bir Şey Olarak Görmeyi Bırak

Psikoloji dünyası uzun yıllar kaygıyı sadece bir hastalık, bir bozukluk gibi ele aldı. İnsanlar bu duyguyu yaşadığında onlardan hemen kurtulmaları gerektiği söylendi.

Ama May, bu yaklaşımı çöp kutusuna atıyor.

Ona göre, kaygı tamamen yok edilmesi gereken bir şey değil. Çünkü kaygı, değişimin habercisidir. Hayatta büyük bir karar vermeden önce, kendini belirsizlik içinde kaybolmuş hissettiğinde, yeni bir yola çıkarken yaşadığın içsel çalkantılar… Bunların hepsi kaygının doğal işleyişidir.

“Kaygı, insanın varoluşunu sürdürmesi için hayati bir kuvvettir.”

Eğer hayatında hiç kaygı yoksa, muhtemelen bir şeyleri sorgulamıyorsundur.

Gerçekten mutlu musun?
Şu an bulunduğun yer seni tatmin ediyor mu?
Hayatının kontrolü sende mi, yoksa birilerinin sürüklediği bir yolda mı ilerliyorsun?

May’in söylediği şu:
Kaygı yaşamla kurduğun ilişkinin bir göstergesidir. Kaygı hissetmek, aslında “canlı” olduğunun işaretidir.


Patolojik Kaygı ve Geliştirici Kaygı Arasındaki Fark

Tabii ki kaygının da bir sınırı var. May, kaygıyı ikiye ayırıyor:

1. Geliştirici Kaygı (Normal Kaygı)

Bu, insanın büyümesini sağlayan kaygıdır.

  • Sana değişmen gerektiğini söyler.
  • Seni konfor alanının dışına iter.
  • Gerçekten kim olduğunu keşfetmeni sağlar.

May, kaygıyı bir kas gibi düşünüyor.

Eğer kaygıyı hiç hissetmezsen, gelişemezsin. Ama aşırıya kaçarsa, seni felç eder.

Mesela, yeni bir işe başlamak, ilişkini bir sonraki seviyeye taşımak, bilinmeyene adım atmak… Bunlar sana korkutucu gelse de aslında büyümene yardımcı olan kaygılardır.

Bu tür kaygıyı kendi gelişimin için bir pusula olarak kullanmalısın. Çünkü bu kaygı, seni “daha iyi bir versiyonuna” dönüştürmek için var.

2. Patolojik Kaygı

Bu, bizi hareketsiz bırakan, köşeye sıkıştıran, ilerlememizi engelleyen kaygıdır.

  • Geçmişin gölgesinde yaşamaktır.
  • Kendi hayatının kontrolünü eline almaktan korkmaktır.
  • Başarısız olmaktan o kadar korkarsın ki hiç denemezsin.

Bu noktada kaygı ölümcül bir kapan haline gelir.

“İnsanı yok eden kaygı değil, onunla yüzleşememektir.”

Patolojik kaygı yaşayan biri sürekli kaçış halindedir. Ama bu kaçış gerçek bir özgürlük getirmez, tam tersine insanı bir hapishaneye çevirir.

May burada Nietzsche’den ilham alıyor:

“Kendi hayatının sahibi olmaya cesaret edemeyen insan, başkalarının planlarına hizmet eder.”

Yani kaygıdan kaçtıkça başkalarının yönettiği bir hayata mahkum olursun.


Kaygı ve Özgürlük: İlişkili mi?

Kitapta en çok öne çıkan noktalardan biri de kaygı ile özgürlüğün birbiriyle bağlantılı olması.

Ne kadar özgürlük, o kadar kaygı.

May, burada Sartre’ın varoluşçuluğuna göz kırpıyor:

“Özgürlük, insanın kaderini belirleyebilmesiyle başlar. Ama seçim yapmak kaygıyı da beraberinde getirir.”

Çünkü gerçek özgürlük sorumluluk getirir.

Eğer hayatın tamamen senin ellerindeyse, seçimlerin de sana aittir.

Ve bu seçimlerin doğru olup olmadığına dair bir belirsizlik her zaman olacaktır. İşte bu belirsizlik, kaygıyı doğurur.

Kaygı, özgürlüğün bedelidir.

Bu yüzden kaygıdan kaçmak yerine, onu yönetmeyi öğrenmek gerekir.

May’in sunduğu çözüm şu:

Kaygıyı düşman olarak görme, onu hayatın bir parçası olarak kabul et.
Onunla savaşma, onunla dans etmeyi öğren.


Sonuç: Kaygıdan Kaçma, Onu Kullan

  • Kaygı bir alarmdır. Hayatında bir şeylerin değişmesi gerektiğini gösterir.
  • Kaygı bir pusuladır. Seni daha iyi bir versiyonuna yönlendirir.
  • Kaygı özgürlüğün bedelidir. Seçim yapma şansı olan insan, bunun kaygısını da yaşar.

Rollo May’in mesajı net:

“Kaygıyı öldürmek, büyüme fırsatlarını öldürmektir.”

Eğer hiç kaygın yoksa, aslında gelişmiyorsundur.

Kaygıyı bir hapishane haline getirmek de senin elinde, onu bir rehber olarak kullanmak da.

Seçim senin.

Yeni içerikleri kaçırmamak için abone olmayı unutma;


Tarih:

| Kategori:

, ,

Yazar:

Etiketler:

Yorumlar;

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir