Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım “çaresizlik en büyük motivasyon kaynağımız olabilir” dedi. Biraz düşündüm ve “çok haklısın” dedim.
Çeşme de çaresizlik
Düşündüğüm sırada gözümün önünden en çaresiz hissettiğim zamanlar geçti. Üniversite zamanımda Çeşme de otelde çalıştığım günleri hatırladım. Çeşme de butik bir otelde, tırnak içerisinde “resepsiyonist” ama gerçekte; “çok amaçlı eleman” olarak çalıştığım bir dönem vardı. Çok amaçlı deme sebebim; sabah ekmek alımı, bahçede ki çimlerin sulanması, havuz temizliği, müşteri gelince resepsiyonda kaydını alıp odasına kadar eşlik etmek, ihtiyaca göre kahvaltı servisine destek olmak.. daha çok sayabilirim.
Günde tam 12 saat çalışıyordum. Bu saydığım işler genelde akşam üzeri bitiyordu. Sonrasında resepsiyonda boş boş oturuyordum. Hiç yaşıtım bir çalışan yoktu. Arkadaşım yoktu. O zamanlar sosyal medyada bu kadar zaman geçirecek içeriklerde yoktu. Sıkıntıdan, çaresizlikten patladığım bir dönemdi. O zamanlar neredeyse hiç kitap okumamış ve kitapları sevmeyen biriydim.
O kadar çaresiz bir durumdaydım ki resepsiyonda bir rafta Adam Fawer – Olasılıksız kitabına gözüm ilişti. Hazır akşamları boş vaktim oluyor bari şu kitabı okuyayım dedim. Şansıma da kitap o kadar akıcıydı ki neredeyse 1 hafta gibi bir sürede sildim süpürdüm. Bu bende şöyle bir farkındalık oluşturdu;
- Daha önce neden kitap okumadım?
- Hazır akşamları boş vaktim çok hemen kitap bulup okumalıyım.
Çeşme marina da DR şubesi vardı. (Hala duruyordur muhtemelen) Hemen oraya gittim, 7-8 tane kitap aldım. Kitapları araştırmadım ama arka kapaklarını okuyup beğendiklerimi aldım. Hepsi romandı. Orada 1 ay civarı çalıştım ve bu sürede neredeyse hepsini bitirdim. Artık yeni bir alışkanlığım vardı: kitap okumak.
Çaresizlikten çıkış
Çeşme den sonra Üniversiteye döndüm. Bu sefer sosyal aktiviteler ve bilgisayar oyunları derken kitap okumayı tamamen bıraktım. Bir sonraki yaza kadar hiç okumadım. Çünkü artık çaresiz durumda değildim ve dikkatimi dağıtacak çok fazla şey bulabiliyordum.
Bir sonraki yaz Ayvalık’ta farklı bir otelde yine işe başladım ve bu seferde kısa sürede kendimi kitaplara kaptırdım. O yaz tam sayısını bilmiyorum ama çok kitap okudum. Üniversiteye döndükten sonra da az da olsa bu davranışı sürdürebildim. Kitapların ne kadar faydalı olduğunu anlamam uzun sürmedi.
Kitap okumak hayatını değiştirebilir
Günümüzde o kadar çok dikkat dağıtan unsur var ki artık kitaplara vakit ayırmak çok zor hale geldi. Son zamanlarda kitap okuma alışkanlığımı biraz zor da olsa geri kazandım. Burada önemli olan bakış açısı;
1. Buzdolabında ne varsa onu yersin
Yemek yapacağın zaman buzdolabını açarsın ve içine neler koyduysan onları kullanarak bir şeyler yaparsın. Bir kaç malzemeyi alır karıştırırsın ve ortaya bir yemek çıkarırsın. Beynini de böyle düşün. Beynine koymadığın bir bilgiyi kullanamazsın. Burada hayat tecrübesi, okulda aldığın eğitim, ilişkilerin, izlediklerin ve okudukların yer alır. Hangi içerikleri, hangi türde tüketirsen, öyle bir insan olursun. Sürekli boş bilgiler alırsan boş bir insan olursun.
Bu bakış açısıyla kendine fayda sağlayacak kitapları okursan çok daha üretken bir insan olsun. Ayrıca kitap okuyan insanlar için;
- Empati yeteneği artar.
- Kelime dağarcığı gelişir.
- Stresi azaltır.
- İyi bir gece uykusuna hazırlar.
- Depresyon ve psikolojik anlamda hafifletmeye yardımcı olur.
- Yazma becerinizi geliştirir.
- Zihinsel hastalıkları önler.
- Birey kendini daha iyi ifade eder.
- Yaratıcılık artar.
- Düşünmeye sevk eder.
- Genel kültür artmasına katkıda bulunur.
- Konsantrasyon güçlenir.
2. Beyin kasını geliştir
Spor salonuna gidenler “progressive overload” terimini bilirler. Her spora gidişimizde ya ağırlığı ya da tekrar sayısını artırmaya odaklanırız. Böylece eskisinden daha güçlü hale geliriz. Kitap okuma için de bu geçerlidir. Başta belki yarım yamalak odaklanarak 5-10 sayfa anca okursunuz.
Ama günden güne biraz daha ekleye ekleye beyin buna adapte olur. Hem daha iyi odaklanır, hem de daha fazla okumaya başlarsınız. Bir süre sonra okuduklarınızı da daha iyi anladığınızı fark edersiniz. Farklı kitapları da okudukça beyin kitaplar arasında bağlantılar oluşturmaya başlar. Aklınıza farklı fikirler gelir ve böylece beyin gelişmiştir.
3. Alışkanlık haline getir
Bu bölüm için Gelişen Beyin YouTube kanalında daha önce hazırladığım videoya göz atabilirsin;
En önemli kısım yine başta yazdığım gibi etrafınızda dikkatinizi dağıtacak çok fazla şey olduğu sürece bu alışkanlığı sürdürmek zor olacaktır. O yüzden şu telefonlardan, tabletlerden kafamızı biraz kaldırıp canımızın sıkılmasına izin vermek gerekiyor.
Sevgiler,
Bir yanıt yazın